29 Temmuz 2009 Çarşamba

Kolo Toure City'de

Abu Dhabi grubunun takımı satın almasından sonra Manchester City transfer yapmaya devam ediyor. Roque Santa Cruz, Stuart Taylor, Carlos Tevez, Emmanuel Adebayor, Gareth Barry’den sonra altıncı transfer Kolo Toure oldu. Arsenal’e ödenecek olan bonservis bedeli yaklaşık 14 milyon sterlin olarak yazılıyor İngiliz basınında ama henüz resmi bir açıklama yok tabii. City’nin Toure transferi de dahil olmak üzere bu 6 oyuncuya ödediği bonservis ücreti yaklaşık 100 milyon sterlin. İnanılmaz derecede büyük bir rakam ama Real Madrid’in Kaka ve Ronaldo ikilisine toplam 160 milyon euro civarı bir para ödemesinden sonra devede kulak kalıyor. Yine de City’nin transferde Madrid’den sonra en hareketli ikinci Avrupa kulübü olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Toure transferinden önce Everton’dan Joleon Lescott’a sulanmışlardı ama kulüpten izin çıkmadı bu transfere. Arapların sağı sollu belli olmaz ama, yarın öbür gün çıkıp “Lescott’u da aldık” derlerse şaşırmamalı. Neyse, konuya geri dönelim. Kolo Toure’yi 150 bin sterlin karşılığında alıp fazlasıyla iyi bir kar elde etmiş oldu bu transferden Arsenal, ancak Adebayor’dan sonra Toure’nin de satılması Wenger’in genç masallarına inananlar sayısında bir azalmaya sebebiyet verebilir. Zira, genç fetişistliği artık sınırları aşmayı başladı. Arsenal bu al-sat veya yetiştir-sat politikasından güzel gelir elde etmiyor mu? Tabii ki ediyor, ama asıl amacını bu gençleri yetiştirip büyük kupalara oynayan bir takım yaratmak olarak belirlemiş olan bir kulübün en önemli futbolcularını tek tek elden çıkarması, haliyle bu politikaya dair tepkilerin artmasına neden oluyor. Bundan birkaç sene öncesine kadar Türk medyasının vasıfsız yazarlarının sürekli örnek verdiği bir takımdı Arsenal, artık onların bile ağzına sakız olmaktan kurtuldular, son zamanlarda pek görmüyoruz “adamlar çoluk çocukla dünyaya meydan okuyor” cümlelerini. Önemli oyuncuların satılması tepki çekiyor, ama ondan daha da fazla tepki çeken bir şey var Londra kulübünde. Bu satılan oyuncuların yerine birkaç seviye aşağıda oyuncuları transfer etmek ve bunlara hatırı sayılır derecede paralar ödemek. Kolo Toure için yazılan miktar 14 milyon sterlin, birkaç milyon aşağı yukarı oynayabilir ama buna yakın olduğu kesin bonservisin. Yerine Ajax’tan transfer edilen Thomas Vermealen’e ödenen bonservis 10 milyon sterlin. 25 milyon sterlin karşılığı yine City’e gönderilen Adebayor’un yerine ismi geçen oyuncu geçen sene Toulouse’ta patlama yapmış olan Gignac ve bonservisi için bahsedilen rakamlar 15-20 milyon aralığında dolaşmakta. Yani Arsenal takımdaki en kaliteli oyuncularını iyi paralara elden çıkarıyor ama yerine birkaç seviye altında oyuncular alıyor ve toplama bakıldığında iki oyuncudan elde ettiği kar 10 milyon sterlinin üzerine çıkmıyor. Fabregas için varolan Barcelona söylentileri de resmileşirse, ki ben pek zannetmiyorum böyle bir birlikteliğin olacağını, Arsenal FA Cup’ta oynattığı 17-18 yaşındaki çocuklarla Premier Lig’de de oynayabilir.


City’nin ise Arapların kulübü satın almasına rağmen çok mantıklı ve doğru tercihler yaptığını düşünüyorum transferde. Santa Cruz-Tevez-Adebayor’dan biri fazlalık diyenler olabilir, ben de katılırım, ama hatırlanması gereken bir şey var ki Santa Cruz transferi çok daha önceden gerçekleşmiş bir transferdi. Yani şu an olsa City’nin bir kez daha Santa Cruz’u 17 milyon sterlin ödeyip transfer edeceğini zannetmiyorum. Ama yine de pek sorun değil. Zira bugün İngiliz basınında çıkan bir habere göre Bojinov ve Mwaruwari’nin satış listesine konuldu. Kariyeri düşüşte olan oyuncular olmasına rağmen mutlaka taliplileri olacaktır. Ayrıca aynı haberde Elano’nun da satış listesinde olduğu yazıyordu, ona biraz şaşırdım. Gareth Barry transferi zaten bana göre bu yılın en isabetli transferi ve transferin 12 milyon sterlin karşılığında bitirilmesi, Arapların Katar kulüpleri gibi aptalca para saçmayacağının bir kanıtıydı. Toure, mükemmel bir oyuncu değil ama Micah Richards’ın rahatlıkla partneri olabilir ve ikisi iyi bir ikili oluşturabilir. Yedekte de Onuoha, Dunne ve Kompany gibi isimleri bekleyecek. Robinho ve Ireland gibi geçen senenin formda isimlerinin de ilk 11’deki yeri şimdiden garanti görünüyor. Kulübede Mark Hughes. Acil durumda sezon ortasında devreye girebilecek olan Abu Dhabi grubu da itfiaye misali kenarda duruyor olacak. City için yeni sezonda tek sıkıntı, beklentilerin onları strese sokma ihtimalinin fazla olması gibi gözüküyor. Ama hem sahadaki oyuncular bütünü, hem kulübe oldukça tecrübeli ve bence rahatlıkla üstesinden geleceklerdir bu baskının. Adanalı Jose Mourinho, City’nin transferlerini övmüş ve bence şampiyon olurlar demiş ama o kadar da değil tabii, ilk 5 onlar için yeterli olacaktır, beklentiler de bu yönde zaten. Mourinho’nun da City’nin gerçekten şampiyon olacağını düşündüğünü zannetmiyorum ayrıca. Muhtemelen İtalya’da canı sıkıldı ve bu aralar City’e kafayı takmış olan Ferguson’la eski günlerdeki gibi bir kapışmaya girişmek istiyor. Sir’in vereceği bir cevaba bakar, gerisi önümüzdeki sezonki olası bir Şampiyonlar Ligi’ndeki eşleşmeye kadar çorap söküğü gibi gelir…

1 yorum:

Sheed dedi ki...

savunma ikilisinin formuna göre arsenal'ı ekarte edebilirler.. toure de, richards da, kompany de güzel isimler ama yan yana oynadıklarında sıkıntı yaşayacaklardır, onlar dunne'ın bi seviye üstünde bi adama ihtiyaç duyuyorlardı daha çok.. terry'ye sulanmaları bunun farkında olduklarını gösteriyor ama daha olacak bi duaya amin deselerdi keşke..

mark hughes, post-ferguson dönemi için en ısrarla istediğim adamdı.. şu saatten sonra zor tabi..