TB2L Final Grubu'nda ilk gün geride kalırken, ben de yukarıdaki olaya takılıverdim. Fotoğraf, İTÜ-Trabzonspor maçının devre arasından. Trabzonspor'lu taraftarlar sahanın ortasında kolbastı oynuyor. Görüntü ilginç ilginç olmasına da, ben bu olaydan sıkılmaya başladım arkadaş. Her yerde bir kolbastı rüzgarıdır gidiyor, yeter vallahi. Tabii bunlar hep Yemekteyiz'in bünyedeki yan etkileri. 5 yarışmacının 3'ü basıyor kolbastıyı her yarışmanın sonunda. Sonra, neyse...
Günün ilk maçında Tofaş, Bornova Belediye'yi uzatmada geçti. Eve geldiğimde ilk çeyreğin son dakikasıydı ve maç kafa kafaya gibi görünüyordu. Ne olduysa 2. çeyrekte oldu, bir anda Bornova lehine çift haneli sayılara kadar açıldı fark. Boston Celtics'in Chicago serisindeki pota altı savunmasından halliceydi Tofaş'ın bugünkü pota altı savunması. Gelen geçen penetre edip durdu. Alan savunması az çok çare oldu. Kötü dış atıcılara sahip tek maçtan görebildiğim kadarıyla Bornova, takım olarak da çok potansiyelli ve kaliteli olduklarını hissedemedim zaten. Tofaş kendi standartlarının çok altında oynamasına rağmen ilk yarının son birkaç dakikasında ve maçın son 4 dakikasında oynadığı basketbolla maçı uzatmaya taşıdı. Tofaş'ın 2 defa 10-15'lere fırlayan farkı indirirken, baskılı savunmayla bolca top çalıp fast break sayıları bulduğuna şahit olduk. İlk 3.5 periyot hiç sahada gözükmeyen Melih Sevda, son 1 dakikada bulduğu 8 sayıya; uzatmalardaki iki üçlüğünü de ekleyip maça damgasını vurdu. Uzatma oynanan bir maç olmasına rağmen Tofaş'ın pek yorulduğunu sanmıyorum ben, zira ekran başından gördüğüm kadarıyla çok efor harcamadılar. Yarın ki İTÜ maçını düşündüler belki de, bilinmez.
İTÜ-Trabzonspor maçının ilk yarısını izledikten sonra kapattım televizyonu buradan İTÜ maç falan vermez diye. Son saniyedeki turnikeyi kaçırmasa Trabzonspor, fena yanılıyordum. Maç kaç kaç, bir kontrol edeyim dedim, ki iyi ki de etmişim. İlk yarı Tolga Tekinalp, İbrahim Kutluay ve Derya Yannier maça ağırlıklarını ortaya koyup 10-15 sayılık bir fark yaratmışlardı. Umut Tınay'sız Trabzonspor, Kerem ve Engin'in pota altındaki üretkenliklerine bağlı gibiydi tamamen. Ha gerçi, hiç Trabzonspor maçı izlemedim bundan önce, dolayısıyla Umut Tınay'la birlikte nasıl bir basketbol oynuyorlar, bilemiyorum ama etkilenecekleri kesin tabii bu eksiklikten. Bu maçta özellikle 2. yarıda Ogün, Burak ve Can guard bölgesinde iyi iş çıkarttılar ama mesela Ogün her gün böyle leblebi gibi üç sayı atar mı? Zor. Ekstra bir gün oldu gibi biraz Trabzonspor için. Yine de bu kadar farktan gelip maça ortak olmaları takdire şayan. Sadece Trabzonspor kendi oyunuyla ortak olmadı maça, İbo sağolsun son 1 dakikada kullandığı 4 serbest atıştan 2'sini kaçırdı, işi son topa kadar bıraktı. Müsait bir pozisyon da buldular ama değerlendiremediler. İTÜ, bu maçın ikinci yarısından almıştır dersini. Zaten şu kadro bu 4 takım arasında ilk 2'ye giremezse bir gariplik var demektir. Unutmadan... Dixon nedir öyle yahu? 20 kilo vermiş bir de, 20 kilo fazlası olan halini düşünemiyorum ben. Oyunu da bir felaket zaten. Düşman başına neslinden...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
sene başındaki dukes'u gönderip dixon'ı getirme hamlesi bu takıma çok şey kaybettirebilir..
Yorum Gönder