

Subs Not Used: Cavalieri, Dossena, El Zhar, Skrtel.
Newcastle: Harper, Beye, Coloccini, Bassong, Duff, Smith, Butt, Martins (Owen 80), Barton, Lovenkrands (Gutierrez 46), Viduka (Nolan 80).
Subs Not Used: Krul, Guthrie, Edgar, Carroll.
Bu 5 haftalık süreçte gelen 4 galibiyetin 3'ünde maçı domine eden, rakibi boğan bir Liverpool vardı sahada. Deplasmandaki 1-0'lık Fulham galibiyetini bir yana koyalım, -ki o karşılaşmada da gol son dakikada gelmesine rağmen özellikle ilk yarıda çok güçlü bir dominasyon söz konusuydu Liverpool adına,- 4-0'lık Blackburn galibiyeti, izleyemediğim ama okuduklarımdan anladığım kadarıyla 3-1'lik Hull City galibiyeti ve son olarak da 3-0'lık Newcastle United maçı bu görüntünün oluştuğu maçlardı. Elbette aradaki Arsenal maçı içinde de bu durumun geçerli olduğu zaman dilimleri oldu ama o maçı apayrı bir kategoride değerlendirmek gerekiyor.
Dossena kötü maçlar çıkardıktan sonra yerini Aurelio'ya kaptırdı. Bu sezon ilk 11'de görmeye alıştığımız isimlerden Skrtel de yedek kulübesindeydi, Agger'in yerine. Ortadaki harika üçlüde Gerard'ın sakatlığı sırasında şans bulan Lucas, onun dönüşüyle birlikte yine kesik yedi. Mascherano-Alonso-Gerard üçlüsünden oluştu o bölge her zamanki gibi. Hatta maç içinde Alonso, Gerard ve Mascherano'nun bir üçlü oluşturmasından ziyade, Gerard'ın daha önde oynadığını ve Liverpool'un 4-2-3-1 gibi bir yapıya büründüğünü gördük. Keane'in ayrılışı, Ngog'un yetersizliği derken, Torres'in de yokluğu sonrası ileride geçtiğimiz sezonlarda ve bu sezonda daha farklı bölgelerde değerlendirilen Kuyt şans buldu. Benitez, onu Liverpool'da çok iyi bir iç kanat oyuncusuna evirmişti ama bu, ortada bazı zorunluluklar olunca belirli kalıpların dışına çıkılmayacağı anlamına gelmiyor tabii. Zaten onun arkasındaki Gerard, Riera ve Benayoun normalden daha fazla yığıldılar rakip sahanın ilerilerine baskı oluşturabilmek için. Özellikle Benayoun ve Gerard'ın sık sık içe doğru girdiğini gördük, ki ilk golde Benayoun'un bulunduğu konum bunun en güzel ispatı. Ceza sahasının sağ çarprazından Kuyt topu arka direğe gönderirken, Benayoun bir anda orada bitiveriyor. Goldeki ofsayt pozisyonu tartışılır ama maçın öyle bir genel görüntüsü vardı ki, izleyene rahatlıkla o dakikada olmasa, başka bir dakikada elbet Liverpool golü bulacak dedirttiriyordu. Özetle, Blackburn maçındaki dominasyonun bir tekrarını izlediğimi hissettim Newcastle maçında.


Kalan fikstürde West Ham United ve West Bromwich Albion deplasmanlarıyla birlikte Anfield Road'daki Tottenham Hotspur maçları var. 9 puan çıkarılması muhtemel, ama işin bir de öteki tarafı var. Manchester United'la aradaki puan farkı 3 ve Sir'in öğrencilerinin bir maçı eksik. Bu hafta arasında Emirates'te Arsenal ile oynadıktan sonra, hafta sonu evlerinde Manchester City'i ağırlayacaklar, ondan sonraki hafta arasında o eksik kalan maçlarını oynayacaklar Wigan deplasmanına giderek. Kapanışı da Arsenal ve Hull City maçlarıyla yapacaklar. Öncelikle, hafta arasında Emirates'ten nasıl bir hal ve sonuçla çıkacakları önemli. Lig maçlarını da etkileyebilir o maçtan çıkacaklar zira. Ama o maç bir kenarı koyulup bakıldığında, çok zor bir fikstürü olmadığı söylenebilir United'ın. Manchester City ve Wigan maçlarında kayıp yaşamalarının oldukça zor olduğunu düşünüyorum. 37. hafta Old Trafford'daki Arsenal maçı hakkında öngörülerde bulunmak için Şampiyonlar Ligi'ndeki çarpışma beklenmeli derim. Son hafta Hull City için kritik bir hafta olabilir ama unutulmamalı ki, eğer o hafta Manchester United için de kritik olursa işler United'dan çok Hull City için zorlaşacaktır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder