4 Mayıs 2009 Pazartesi

Liverpool 3-0 Newcastle United

Liverpool, Premier League'de bitime 3 hafta kala takibi sürdürmeye devam ediyor. 2 hafta önce Anfield Road'daki 4-4'lük beraberlik ağır bir darbe vurdu Kırmızılar'a ama son 1-2 aylık döneme bir bütün olarak bakarsak formlarının zirvesindeler. 27. haftada alınan 2-0'lık Middlesborough mağlubiyetinden sonra; Real Madrid, Manchester United ve Aston Villa'ya 10 gün içerisinde 13 gol geyiği... Bu maç da dahil olmak üzere devam eden 5 haftada toplanan 10 puan. Normal şartlar altında gayet tatmin edici olmalı ama Liverpool'un içerisinde bulunduğu durum sebebiyle yeterli değil.

Liverpool: Reina, Arbeloa, Carragher, Agger, Aurelio, Alonso (Lucas 80), Mascherano (Ngog 89), Benayoun, Gerrard, Riera (Babel 63), Kuyt.
Subs Not Used: Cavalieri, Dossena, El Zhar, Skrtel.
Newcastle:
Harper, Beye, Coloccini, Bassong, Duff, Smith, Butt, Martins (Owen 80), Barton, Lovenkrands (Gutierrez 46), Viduka (Nolan 80).
Subs Not Used: Krul, Guthrie, Edgar, Carroll.

Bu 5 haftalık süreçte gelen 4 galibiyetin 3'ünde maçı domine eden, rakibi boğan bir Liverpool vardı sahada. Deplasmandaki 1-0'lık Fulham galibiyetini bir yana koyalım, -ki o karşılaşmada da gol son dakikada gelmesine rağmen özellikle ilk yarıda çok güçlü bir dominasyon söz konusuydu Liverpool adına,- 4-0'lık Blackburn galibiyeti, izleyemediğim ama okuduklarımdan anladığım kadarıyla 3-1'lik Hull City galibiyeti ve son olarak da 3-0'lık Newcastle United maçı bu görüntünün oluştuğu maçlardı. Elbette aradaki Arsenal maçı içinde de bu durumun geçerli olduğu zaman dilimleri oldu ama o maçı apayrı bir kategoride değerlendirmek gerekiyor.

Dossena kötü maçlar çıkardıktan sonra yerini Aurelio'ya kaptırdı. Bu sezon ilk 11'de görmeye alıştığımız isimlerden Skrtel de yedek kulübesindeydi, Agger'in yerine. Ortadaki harika üçlüde Gerard'ın sakatlığı sırasında şans bulan Lucas, onun dönüşüyle birlikte yine kesik yedi. Mascherano-Alonso-Gerard üçlüsünden oluştu o bölge her zamanki gibi. Hatta maç içinde Alonso, Gerard ve Mascherano'nun bir üçlü oluşturmasından ziyade, Gerard'ın daha önde oynadığını ve Liverpool'un 4-2-3-1 gibi bir yapıya büründüğünü gördük. Keane'in ayrılışı, Ngog'un yetersizliği derken, Torres'in de yokluğu sonrası ileride geçtiğimiz sezonlarda ve bu sezonda daha farklı bölgelerde değerlendirilen Kuyt şans buldu. Benitez, onu Liverpool'da çok iyi bir iç kanat oyuncusuna evirmişti ama bu, ortada bazı zorunluluklar olunca belirli kalıpların dışına çıkılmayacağı anlamına gelmiyor tabii. Zaten onun arkasındaki Gerard, Riera ve Benayoun normalden daha fazla yığıldılar rakip sahanın ilerilerine baskı oluşturabilmek için. Özellikle Benayoun ve Gerard'ın sık sık içe doğru girdiğini gördük, ki ilk golde Benayoun'un bulunduğu konum bunun en güzel ispatı. Ceza sahasının sağ çarprazından Kuyt topu arka direğe gönderirken, Benayoun bir anda orada bitiveriyor. Goldeki ofsayt pozisyonu tartışılır ama maçın öyle bir genel görüntüsü vardı ki, izleyene rahatlıkla o dakikada olmasa, başka bir dakikada elbet Liverpool golü bulacak dedirttiriyordu. Özetle, Blackburn maçındaki dominasyonun bir tekrarını izlediğimi hissettim Newcastle maçında.

Alan Shearer'ın gelişi çare olmadı Newcastle semalarına. Görevdeki 5. maçında 4. mağlubiyeti oldu bu maç. Galibiyeti ise henüz yok. Tek puanı geçen hafta 0-0'lık Porstmouth maçı sonrasında gelmişti, ki yapılan hesap kitaplara göre o alınan 1 puan da hayal kırıklığıydı. Shearer çıktığı 5 maçın 3'ünde Chelsea, Tottenham ve Liverpool gibi ligin sağlam ekipleriyle karşılaştı ama ondan bu maçlarda çok şey çıkarması beklenmiyordu zaten. Newcastle kalan fikstürüne bakıp hedef maçlar seçmişti kendisine ligde kalmak için. Bunlardan ikisi de Sunderland ve Portsmouth maçları olmalıydı. Sonuç: Sunderland'den 0, Portsmouth'tan 1 puan. Her galibiyette 1 milyon pound'u cebine indirecek olan Shearer için vakit azalmaya başladı. Ama hala son bir şansları daha olabilir. İki hafta üst üste St. James Park'ta oynayacaklar. Önce, küme düşmemek için geçmeleri gereken 2 takımdan biri olan Middlesborough ile, sonra da ligin ortalarındaki Fulham'la. 6 puan çıkarmaları şart, zira son hafta Aston Villa deplasmanındalar. Diğer rakipleri olan Hull City, bu akşam Aston Villa deplasmanına çıkacak. Onların da bu maçtan sonra önlerinde hedef maçları olan Stoke City ve Bolton maçları var. İşlerini son haftaya bırakırlarsa onları kötü bir sürpriz bekliyor olacak: Manchester United.

Yukarıda bahsetmiştik Benayoun'un çabasından ve Newcastle savunmasını ne kadar zorladığından. Şuradaki chalkboard'larla da destekleyelim yazdıklarımızı. Benayoun'un pas grafiğinin altında Riera'nınki de var ki, o da son derece değerli işler yaptı maç içinde. Liverpool'un özellikle 4-0'lık Real Madrid maçından sonra yoğunlaşan ve Aston Villa, Blackburn, Newcastle maçlarıyla tavan yapan bir iç saha performansı var ama ne kadar yeterli olacak? 2 mağlubiyetle ligin en az mağlubiyet alan takımı Liverpool. Farkı yaratan özellik, beraberlik hanesinde yazan 11 rakamı. Stoke City, Hull City, Manchester City gibi takımlara Anfield Road'da ikişer ikişer dağıtılan puanlar, deplasmandaki Middlesborough kayıpları sezon sonu sorgulanabilir. Şu anda da sorgulanıyor gerçi ama sezon zirvede bitirilemezse eğer - zor gözüküyor - daha da fazla sorgulanacak bunlar.

Kalan fikstürde West Ham United ve West Bromwich Albion deplasmanlarıyla birlikte Anfield Road'daki Tottenham Hotspur maçları var. 9 puan çıkarılması muhtemel, ama işin bir de öteki tarafı var. Manchester United'la aradaki puan farkı 3 ve Sir'in öğrencilerinin bir maçı eksik. Bu hafta arasında Emirates'te Arsenal ile oynadıktan sonra, hafta sonu evlerinde Manchester City'i ağırlayacaklar, ondan sonraki hafta arasında o eksik kalan maçlarını oynayacaklar Wigan deplasmanına giderek. Kapanışı da Arsenal ve Hull City maçlarıyla yapacaklar. Öncelikle, hafta arasında Emirates'ten nasıl bir hal ve sonuçla çıkacakları önemli. Lig maçlarını da etkileyebilir o maçtan çıkacaklar zira. Ama o maç bir kenarı koyulup bakıldığında, çok zor bir fikstürü olmadığı söylenebilir United'ın. Manchester City ve Wigan maçlarında kayıp yaşamalarının oldukça zor olduğunu düşünüyorum. 37. hafta Old Trafford'daki Arsenal maçı hakkında öngörülerde bulunmak için Şampiyonlar Ligi'ndeki çarpışma beklenmeli derim. Son hafta Hull City için kritik bir hafta olabilir ama unutulmamalı ki, eğer o hafta Manchester United için de kritik olursa işler United'dan çok Hull City için zorlaşacaktır...

Hiç yorum yok: